Marmara Bölgesi’nde faaliyette bulunan firmalar için girişimci ekosistemini canlı tutan TÜBİTAK MAM - Teknopark Girişimcileri Derneği firmalara finansal ve mevzuat konularında yardımcı olmayı, mentörlük yapmayı, işbirliği olanaklarını geliştirmeyi amaçlıyor.
ULAŞILMAZ DEĞİL
Teknoparkların devlet kurumları tarafından daha iyi tanınmasını ve teknopark kullanıcıları arasındaki iletişim sağlayarak sorunların çözüme kavuşmasını sağlayan TÜBİTAK MAM- Teknopark Girişimcileri Derneği (TEKNO-DER), bölgenin mevzuat ve altyapısının daha etkin hale getirilmesini amaçlıyor. Dernek çalışmaları ile ilgili Sanayi Gazetesi’ne bilgi veren TÜBİTAK MAM-TEKNO-DER Başkanı Hakan Gümüş, “İleri teknolojiye dayalı üretim diye ifade edilen şeyin Türkiye için uzak, zor ama ulaşılmaz bir hedef olmadığını düşünüyoruz” dedi.
İSİM DEĞİŞTİRDİ
“TÜBİTAK MAM Teknoloji Serbest Bölgesi Kullanıcıları Derneği (TEKSEB-DER) adıyla, 2009 yılında Marmara Bölgesi coğrafi sınırları içerisinde kurulu teknoparklar ve Kocaeli-Gebze’de kurulu TÜBİTAK MAM Teknoloji Serbest Bölgesi’nde (TEKSEB) yer alan tüzel kişiler ile bölgelerde yer alan Ar-Ge ruhsatına sahip firmalarda çalışan gerçek kişiler tarafından kuruldu. Dernek, 2012 yılında ismi “Teknopark Kullanıcıları Derneği” (TEKNO-DER) olarak değiştirerek faaliyetlerine devam ediyor.”
DİĞERLERİNDEN FARKLI
“TEKSEB’de hem Ar-Ge ve Ar-Ge’ye dayalı faaliyet ruhsatı hemde üretim ruhsatı verilmektedir. Bu da TEKSEB’e diğer teknoparklardan daha farklı bir üstünlük sağlamaktadır. Diğer teknoparklarda üretime herhangi bir teşvik yok iken, TEKSEB’de Ar-Ge faaliyeti sonucu elde edilen prototiplerin üretiminden elde edilen kazançlar kurumlar vergisi istisnasına tabi olabilmektedir. Hatta ürünlerin yüzde 85 oranında ihraç edilmesi halinde üretimde çalışan personel de gelir vergisi, damga vergisi teşvikinden faydalanabilmektedir.”
SOMUT PROJELER
“Türkiye’de teknoparklarda yer alan firmalar ya bağımsız olarak müşterisi olan veya pazar için ürün geliştiren firmalardan oluşmakta yada bir grup firmasının iştiraki olarak o grubun ihtiyaçlarını karşılamak üzere örgütlenmiştir. Bizim dernek olarak öncelikli amacımız, bölgenin mevzuat ve altyapısının daha etkin hale getirilmesine katkı sunmaktır. İkinci önceliğimiz ise girişimci ekosistemine katkı sağlamaktır. Uzun yıllar bu bölgelerde yeralan firmaların karşılaştığı sorunları ilk elden bilen Derneğimiz, sorunların çözümüne ilişkin somut projeler geliştirmiş ve bunların hayata geçmesini sağlamıştır. Derneğimiz, bölge firmalarına finansal ve mevzuat konularında yardımcı olma, mentorlük yapma, işbirliği olanaklarını geliştirme gibi faaliyetlerle girişimcilik ekosisteminin gelişmesine katkı yapmaktadır.”
“AR-GE DEĞİL YENİLİK”
“Toplumun her kesiminde ‘Ar-Ge’ kavramının farklı çağrışımlar yaptığı farklı anlamlara geldiğini biliyoruz. Aslında KOBİ’ler için temel beklenti; ürün kalitesini arttırmak, yeni iş süreçleri tasarlamak ve inovasyonken, beklentiyi iyice tanımlamadan ‘Ar-Ge’ diye ortaya koymak, Ar-Ge kavramının içinin boşalmasına ve doğru odaklanmayı kaçırmaya yol açıyor. Onedenle Oslo Kriterleri’nde belirtilen ‘yenilik’ kavramına dikkat çekmek,“ileri teknolojide” hangi öncelikli alanlara odaklanılması gerektiği konusunda hem toplumu hem de işletmeleri bilgilendirmek çok önemli.”
ZOR BİR HEDEF DEĞİL
“İleri teknolojiye dayalı üretim yapmak için ilk önce o teknolojiyi üretmek gerektiğini düşünüyoruz. Bu teknolojileri üretmenin yolununda temel araştırma çalışmalarından geçtiğini biliyoruz. Dolayısıyla ileri teknolojiye dayalı üretim diye ifade edilen şeyin Türkiye için uzak, zor ama ulaşılmaz bir hedef olmadığını düşünüyoruz. Devletimiz de zaten buradaki açığı görerek gerekli adımları attı ve atıyor. Ancak bu adımlar bugünden yarına sonuç verecek cinsten şeyler değil kesinlikle, belki 10-20 yıl içinde ilk nüveleri ortaya çıkacak çalışmalar. Daha somut ifade edersek fizik, biyoloji, kimya, matematik, beşeri bilimler gibi temel alanlarda yetişmiş insan gücünüz yoksa, eğitim sisteminiz bu alanlarda araştırma kapasitesine sahip yetenekler yetiştiremiyorsa ileri teknoloji geliştirmeniz neredeyse imkansız.”
KAVRAMLAR TOPLUMUN ZİHNİNDE YERLEŞMELİ
Teknolojiyi üretmiş ülkelerin temel bilimler alanında 100yıl önce yaptığı araştırmaları son 50 yılda, transistör, lazer, internet gibiileri teknoloji ürünlerine dönüştü ve bizler bu teknolojileri kullanarak yeniyazılım ve makineler yapabiliyoruz.
Dolayısıyla, temel araştırma, teknoloji, inovasyon gibi kavramları toplumumuzun/kurumlarımızın zihninde netleştirmeden, içselleştirmeden nereye doğru gideceğimizi bilemeyiz. Inovasyon ve odaklanılan ileri teknoloji alanlarında yapılacak çalışmaların, temel bilim ve ileri teknolojide yol almış gelişmiş ülkeler ile aradaki zaman ve gelişmişlik farkını kapatmak için çok iyi fırsatlar yaratabileceğini düşünüyoruz. (Örnek : iskandinav ülkeleri ve asya kaplanları)
Özetle; gideceğimiz istikamete karar vermezsek, rüzgarnereden eserse essin bize faydası olmayacaktır. Diyelim ki bu karar verildi, bukararın toplumun tüm kesimlerince ve devlet kurumlarınca benimsenmesi ve kabuledilmesi gerekir ki bu amaç için odaklanmayı ve başarıya ulaşmayısağlayabilelim.
TEKNO-DER Başkanı Hakan Gümüş